21 Şubat 2014 Cuma

Fresk Sanatı

Fresk; eski çağlardan bu yana izlerini sürdüren bir sanat dalıdır. Büyük duvarlar üzerine kendine has teknikleri ile figürler çizilmektedir. Cilalı taş devrinde bile birçok örnekleri bulunmuştur. İnsanoğlunun resimle tanışmasının öncülüğünü yapmıştır. Eski çağlarda resimler, bazı objeler var olmadığından duvarlara yapılmaktaydı. İtalya’da daha çok geliştirilmiş ve sanatçılar tarafından rağbet görerek yaygın hale getirilmiştir. Rönesans döneminin ünlü ressamları muhteşem fresk eserleri ile ilgi odağı olmuştur. İtalyanca da taze anlamını taşıyan sanat dalı, sulu boya tekniğinin izlerini taşımaktadır.
Fresk, resim sanatının büyütülmüş şeklidir. Sarayların duvarlarına titizlikle işlenen figürler, muhteşem görünüm ile hayranlık uyandırıyor. Kiliselerin duvarlarında dini sembolleri yansıtan fresk sanatı, şimdilerde müzelere ve tarihi mekânlara ev sahipliği yapmaktadır.
3918_6
Modern yapıdaki tarihi dokular ile bezenmiş sanat, hala birçok ressamın yoğun ilgisi ile karşılaşmaktadır. Duvar resmi olarak da adlandırılan fresk, geometrik desenlerin, eski yaşantıların izlerini yansıtmaktadır. En iddialı ve nadide fresk eserlerini, dünyaca ünlü ressamlar Michelangelo ve Leonardo Da Vinci vermiştir. Kıyamet Günü, Kutsal Ziyafet temalı fresk eserleri, ünlü ressamların en değerli yapıtları arasında yer almaktadır. Usta ressam Raffaello da muhteşem fresk eserleri ile anılmaktadır. Özellikle Rönesans döneminde damgasını vuran ressam Michelangelo’nun ölümsüz fresk eserleri, bu sanatın mükemmel örneklerini sunmaktadır.
3918_images
Fresk sanatı, duvar ya da taş üzerine yapılmaktadır. Ünlü ressamlar resim yaparken, tavan zeminini bile kullanmışlardır. Yapılışı uzun bir zamanı kapsamaktadır. Yapılıştan ziyade hazırlık aşaması uzun bir zaman diliminden oluşmaktadır. Ressam yapacağı resmi iyi tasarlamalıdır. Su, kireç ve boya malzemeleri bu sanatın olmazsa olmazları arasındadır. Fresk sanatının ilk adımı, duvar üstüne yapılan yaş sıva ile başlar. Sıva kurumadan sanatçı, istediği figürü ya da şekli vermek zorundadır. Bu yüzden resim parça parça yapılır. Sıva ile boya aynı anda kurur ve figürler ya da şekiller duvar ile bütünleşir ve ortaya muhteşem görüntüler çıkar. Fresk ustaları resme başlamadan önce plan yapar ve parça parça bölümler oluşturur. Sıvayı kurutmamak için sadece uygulayacakları resmin parçası ebadında uygulama yaparlar. Sade, yalın ve abartısız bir resim sanatıdır.
Genellikle renkler açık renklerden meydana gelir. Derinlik, boyut kazandırma, objeleri belirginleştirme gibi bir yöntemi yoktur. Zemin duvar olduğundan bu işlemler yapmak zordur. Yapılsa bile bu görünümü yakalamak imkânsızdır. Yanlış yapılan resmin düzeltilmesi zordur. Yanlış olan bölge kazınır ve aynı işlemler tekrarlanır. Bu yüzden çok titiz ve emek isteyen bir sanat dalıdır. Duvarların deforme olma sorunu ya da tozlanma gibi problemler bu sanatın bozulmadan kalmasını imkânsızlaştırır. O yüzden günümüze eskiden kalma çok az eser bulunmaktadır. Muhafaza etmesi zor olduğundan büyük özen ister. Yapılan eseri başka bir mekâna taşımak ya da tamirini yapmak, orijinalliğini yitirebilir ve çok ciddi deformasyonlara yol açabilir. Doğal malzemelerden yapılıyor olması, bu sanatı daha kısa ömürlü kılmaktadır.
Farklı Kaynaklarda:
Fresk, taş ya da tuğla zemine atılan henüz ıslak olan kireç sıvanın üzerine, kireçli su ile madeni toz boyaların karıştırılmasıyla yapılan resim türüdür. Kireçli sıva yeni atıldığı için boyalar ıslak zemine daha rahat yerleşir. Zeminin yaş olması boyanın içirilmesi renk pigmentlerinin sıvaya yapışmasını sağlar ve kalın renkli bir sıva tabakası oluşturur. Bu şekilde resimde sağlam olur. Eskilerde suluboya ile duvarlara resimler yapılırdı. Daha kalıcı ve sağlam olması için freskler yapılmaya başlandı. Fresk yapımı her ne kadar basit görülse de dikkatli yapılması gereken bir sanattır. Duvarın yapısından astarlanmasına kadar birçok aşama dikkat gerektirir. Resim yapılacak duvarın taş ya da tuğla olması fark etmez. Ancak üzerinde alçı olursa resmin renklerinin bozulmasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle alçısız bir duvar seçmeliyiz fresk uygulaması için. Yine duvarda rutubet ve güherçile gibi olumsuzlukların olmamasına dikkat edilmelidir. Duvarın sıvasının dere kumu veya sönmüş kireçten olması gerekmektedir. Fresk uygulamasının astarlama ile başlar. Islatılan duvara auvara pürtüklü kireçten yapılan sıva kalınca bir kat sürülür. Bu sıvanın üzerine füzen ile resim taslağı çizilir. Aynı desenin üzerinden aşıboyası (kırmızı killi bir toprakla renklendirilmiş) ile yeniden çizilir. Bu astar kuruyunca ressam resmi parçalara ayırarak bölüm bölüm boyamaya geçer. Resmin bir bölümünü temel alan ressam çalışacağı kısma ince bir kireç tabakası sürer. Bu tabakanın altında kalan taslak saydam şekilde görülür. Ressam henüz nemli olan kireç kurumadan freski tekrar çizer ve boyar. Bu şekilde parça parça boyamaya giderek freski tamamlar. Kireçle birleşen boya kalın bir sıva tabakası oluşturur. Ve bu tabaka kuruduğunda resme rötuş yapma imkânı ortadan kalkar. Freskler çabuk bozulma durumları söz konusudur. Resim henüz zarar görmeden farkına varılırsa freskteki resmin tuvale çıkarılması (tuval freskin üzerine yapıştırılır, tuval çıkarıldığında resimde tuvale geçmiş olur) gibi işlemler ile önlenebilir. Fresklerin bozulma sebepleri, Doğa yapısı: Doğal malzemeler yapıları itibari ile zamanla bozulmaktadırlar. Hatta bu bozulma çürümeye kadar gidebilir. Doğa koşulları: Freskler yapıları itibari ile duvara uygulanan bir sanat oldukları için rutubet vs birçok koşuldan etkilenmektedirler. Bu kötü hava koşulları freskte kabarma ve dökülmelere dahi sebep olabilir. Yer altında duran freskler için karanlıkta bir bozulma sebebi olabilir. İnsanlar: Kişiler gerek bilinçli gerek bilinçsiz olarak birçok şekilde zarar vermektedirler. Bunlar sanat eserlerini kamu malına zarar vermek için darp edenlerin sonucu ile oluşabilmektedir. Ya da insanların fresklerin yapısını nasıl koruyacaklarını bilmemeleri ve yanlış sergileme koşullarını sağlamaları da neden olmaktadır. Eserin taşınması ve hatalı onarılması da insanlar tarafından fresklere zarar vermektedir. Tarihe baktığımızda en güzel fresk örneklerinin Rönesans döneminde yapıldığı görülmektedir. M.Ö. 7000 yılında yapıldığı tahmin edilen Cilalıtaş Devri’ne ait olduğu bilinen Anadolu’da Çatalhöyük ve Hacılar’da yapılan kazılarda elde edilen freskler tarihteki en eski fresk örneklerindendir diyebiliriz. Yine M.Ö. 3000 yılında yapıldığı tahmin edilen freskler: Teleylat-Gasul’de geometrik süslemeli freskler ile Uruk devrine ait olan freskler Mezopotamya/Tel Ukayr’daki Boyalı Tapınak’ta bulunmuştur. M.Ö. 2000 yılında yapıldığı tahmin edilen fresklere Asur’da Nuzi Sarayı duvarlarında rastlanmaktadır. Fenike, Sidon, Mısır, Girit, Roma fresk örneklerine sıkça rastlanmaktadır. 14. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar olan dönemde İtalya‘da birçok fresk eseri yapılmıştır. En bilindik isimler: Giotto, Fra Angelico, Piero Della Francesca, Uccello, Raffaello, Mihelangelo‘dur.

Fresk (Fresko); yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madensel boyalarla resim yapma tekniğidir.

Duvarın sıvanmasından sonra kireç harcı daha ıslakken uygulanır. Fresko tekniğinde yalnızca kireç zeminle tepkimeye (reaksiyon) girişmeyen boyalar kullanılır. Kuruma sürecine bağımlı olarak ressam kumadan boyayabileceği kadarlık bir alanı sıvar. Buna gerçek fresko (buon fresco: iyi fresko) adı verilir. Fresko ressamlığı özellikle renklerin farklı açılma dereceleri üzerine büyük bir deneyim gerektirir. Çünkü renklerin son ton değerleri haftalar sonra, sıva tabakaları kuruduğunda ortaya çıkar. En eski fresko örneklerine Anadolu’da Çatalhöyük ve Hacılarda rastlanmıştır (İÖ 7. binyıl). Uruk dönemine ait Tel Ukayr’da “Boyalı Tapınak” freskoları (İÖ 3. bin yıl), Mezopotamya sanatındaki en eski örneklerindendir. İÖ 1. binyılda Asur saraylarında yaygınlaşan fresko sanatının başlıca örnekleri Khorsabad ve Teli Ahmed saraylarında bulundu. Doğu Anadolu’da Altıntepe ve Çavuştepe’deki Urartu kazılarında da değerli fresko parçaları ele geçirildi. Batıda Girit (Knossos, Hag’a Triada) ve Mykenai saraylarında fresko sanatının İÖ 18.-13. yüzyıldan kalma üstün örnekleri bulunmuştur. Yunan sanatının klasik döneminden kalma en eski örnek (İÖ 480 dolayı), 1968′de Paestum’da “Dalgıç’ın Mezarı”nda gün ışığına çıkarıldı. Roma uygarlığında Pompeii ve Herculanum evlerinde İÖ 2. yüzyıldan İS yaklaşık 79′a kadar gerçekleştirilmiş zengin fresko örnekleri açığa çıkarılmıştır. Roma’da ise az sayıda ama değerli freskolar bulunmuştur.
Fresko, Bizans sanatında da çok önemli yer tutar. Kiliselerin ve birçok dinsel yapının içi freskolarla bezenmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır. Bizans freskolarına en güzel örnekleri veren İstanbul’daki Kariye ve Ayasofya müzeleridir. Avrupa sanatında freskonun gelişiminin Giotto’nun Padua’daki Arena Şapeli için 1300 dolayında gerçekleştirdiği eserler yer alır. Piero della Francesca’nın Arezzo’daki, Rafaello’nun Vatikan’ın Stanzo ve Michelangelo’nun Sikstina Şapeli’ndeki freskoları, Rönesans’ın en önemli fresko eserleri sayılır.

Categories:

0 yorum:

Yorum Gönder